Bir gün, 29 yaşındaki bir adam, 'Sunbae'nin yazdığı romanda ekstra bir karakter olan 19 yaşındaki genç bir öğrenciyi tuzağa düşürür ve bir görev alır: Cha Yeon Woon'u 300 dakika içinde mutlu etmek. aksi halde cezası ölüm olacaktır. Hayatta kalmayı, sevdiklerini korumayı ve görevini yerine getirmeyi başarabilecek mi? "Love Supremacy Zone" (연애 지상주의 구역) webtoonundan uyarlanmıştır .

Biri eşcinsel bir erkek, diğeri heteroseksüel bir kadın olan iki oda arkadaşının cesur hikâyesi. Mi Ae'nin gözünden Go Yeong'un beceriksiz aşk hikayesi başlıyor. Oğlunun cinselliğini inkâr eden bir anne ile onun toplumsal yargılardan kaçamayışı arasındaki kahkaha, gözyaşı ve yaraların hikâyesi. Go Yeong sonunda eşi benzeri olmayan saf bir aşkla, Gyu Ho ile tanışır ama onu bırakmaktan başka çaresi yoktur. Gyu Ho'nun gidişiyle Go Yeong bir yabancının peşinden Tayland'a gider ve muson tatilinin son günlerini geçirir. Asla geri getirilemeyecek eski güzel günleri anımsarken, kişisel gelişimini tamamlar.

Dali Tapınağı bakanının kızı Shen Wan, olağanüstü tıbbi bilgisi ve adli becerileriyle dikkat çeken zeki ve cesur bir genç kadındı. Babasının adını temize çıkarmak için, Prens Yan Chi ile güçlerini birleştirdi. İkili, çözülememiş davaların peşine düşerek karanlık sırları açığa çıkardı ve gerçek suçluyu ortaya çıkarmak için birlikte tehlikeli bir adalet yolculuğuna atıldı. Bu yol, sadece gerçeğe değil, aralarında filizlenen güvene de kapı aralıyordu.

Dizi, ailesi tarafından yönetilen bir şirketin başkan yardımcısı olan narsist Lee Young Joon'un etrafında dönüyor. Kendine çok düşkündür ve kendini o kadar çok düşünür ki, etrafındaki insanları neredeyse hiç tanımaz. Lee Young Joon'un yetenekli ve sabırlı sekreteri Kim Mi So, 9 yıl boyunca romantik bir ilişki olmadan onun yanında kalmış ve özenle çalışmıştır. Ancak Mi So artık hayatını düzene sokmak ve kendine odaklanmak istemektedir, bu yüzden işinden istifa etmeye karar verdiğinde komik yanlış anlaşılmalar ortaya çıkar. 9 yıllık sıkı iş ilişkisinden sonra, şimdi aralarında daha fazla bir şey gelişebilir mi?

'The Loyal Pin', ciddi ve düzgün Lady Pin ile yaramaz ama büyüleyici derecede sevimli Prenses Anilaphat'ın hikayesi etrafında dönüyor. İkisi kader tarafından bir araya getirildi ve o zamandan beri birlikte büyüdüler. Onlar da birbirlerine karşı hisler geliştirecekler mi?

Type, sıcakkanlı olsa da çocukluğunda yaşadığı travma nedeniyle homofobik olan bir birinci sınıf öğrencisidir. Birinci sınıf hayatı, Tharn adındaki eşcinsel oda arkadaşıyla değişir. Hikayelerinin sonu nereye varacaktır?

Dayan, Xiyan ve Nanyue krallıkları yıllarca savaştı, ve üstün savaş yeteneklerine sahip olan Dayan prensi Murong Jing He liderliğindeki Weibei ordusu, Batı Yan ordusuyla yapılan çatışmalarda ağır kayıplar verdi. Zaferle saraya dönen Jing He, ödül almak için yola çıktığında ihanet edildi, tuzağa düşürüldü ve tüm ordu tamamen yok edildi. Saray hainlerle dolu ve karanlık güçler yükselmekteydi. Bu fırtınanın merkezinde yer alan Jing He, olayın ardındaki gerçekleri araştırmaktan ve düşen askerlerin kahraman ruhlarına adalet getirmekten asla vazgeçmedi. Ölen savaşçı Mei Lin, Jing He’nin intikam planının tek “ölü piyonu” oldu. Mei Lin her ne kadar ölü bir asker olsa da, hayatta kalma iradesi son derece güçlüydü. Karanlık bir fabrikadan kaçabilmek için Jing He ile birlikte zorlu bir mücadeleye girişti. Jing He, başlangıçta sert bir tavırla hareket etti, ancak zamanla içtenliğini geri kazandı. Mei Lin ise başlangıçtaki bilgisizliğinden aşka doğru ilerlemeye başladı. İki “satranç oyuncusu ve piyonu” arasındaki bu çatışma, acı dolu bir aşk hikayesi doğurdu; derinleştikçe birbirlerini sevemeyecek kadar karmaşık hale geldi.

Li Rong ve Pei Wen Xuan 18 yaşında evlendi. Li Rong, Pei Wen Xuan'ın ailesinin gücünü kullanarak zor durumdan kurtuldu, Pei Wen Xuan ise Li Rong'un prenses kimliğinden faydalanarak kendine bir yer edindi. İkisi de politik sebeplerle ve hiçbir sevgi hissetmeden evlendi. Zamanla Li Rong şarkı ve dans dünyasına kendini kaptırırken, Pei Wen Xuan zaten kalbinde başkasını taşıdığı için evine uğramaz oldu... Otuz yıl boyunca evli kaldılar, aralarında sadece güç mücadelesi vardı. Sonunda, birileri onları birbirine düşman etti ve bu yüzden kendi planlarıyla birbirlerini yok ettiler. Ancak öldüklerinde, 18 yaşında oldukları zamana geri dönerek hayatlarının en zorlu dönemine geri döndüler. Boşanma niyetiyle tekrar evlenme fikrini kim ortaya attı ki?

İki zıt kişiliğe sahip bir Kral ve onu öldürmek isteyen ama sonunda ona aşık olan suikastçı bir kızın hem yürekleri titreten aşk hikayesini hem de şiddetli saplantısını anlatıyor. Veliaht Prens Sajo Hyun, veliaht prens kimliğini gizlerken şehir merkezindeki bir butikte moda tasarımcısı olarak çalışmak için doğuştan gelen sanatsal duygusunu kullanan entelektüel bir karakterdir. Baskıcı babası Sajo Seung nedeniyle çocukluğundan beri kalbinin derinliklerinde bir yara vardır. Sajo Hyun'un diğer kişiliği Ak Hee, başkalarını kolayca baştan çıkarabilen çekici bir karakterdir, ancak başkalarıyla fiziksel temasta bulunduğunda aşırı acı hissetmekle lanetlenmiştir. Yeon Wol, bir suikastçıdan cariyeye dönüşen, dönemeçlerle dolu bir hayat yaşamaktadır. Yeon Wol, yıkılan Yeon Hanedanlığı'nın kraliyet soyundan gelmektedir ve Yeon Poong Hak'ın tek kızıdır. Yeon Wol kimliğini gizler ve ailesinin intikamını almak için suikastçı Gye Ra olur. Krala suikast düzenlemeye çalışırken, bilinmeyen bir kişi tarafından kurulan tuzağa düşer ve ertesi gün geçmişine dair hiçbir şey hatırlamadan uyanır.

Küçük bir kasabanın dağlarında yaşayan Cherry lakaplı bir kız olan Lin Qi Le, sevgi dolu ve aydın ebeveynler ve büyükler, samimi ve canlı arkadaşlar ve eşler, tanıdık ve sıcak bitkiler ve ağaçlarla çevrili olarak büyüdü. Tüm dünyası o kadar aydınlıktı ki gölge bile yoktu. Dokuz yaşındayken, hayatında eşsiz bir insanla, eyalet başkentinden transfer bir öğrenci olan Jiang Qiao Xi ile tanışır. Jiang Qiao Xi, olağanüstü matematik yeteneği, taşıdığı "dahi" aurası, kasvetli ve sessiz kişiliği ya da sırlar saklayan üstün ailesi olsun, etrafındaki her şeyle uyumsuzdur. Jiang Qiao Xi dağdaki kar kadar soğuk ve solgundu, ancak Lin Ying Tao küçük bir alev gibiydi, onu ısrarla ısıtıyor, aydınlatıyor ve ona eşlik ediyordu.